Halifeliğin Kaldırılması - Halifeliğin Kaldırılmasının Önemi ve Nedenleri
lifeliğin Kaldırılmasının Önemi ve Nedenleri - Halifeliğin Kaldırılmasının Önemi - Halifeliğin Kaldırılmasının Nedenleri Atatürk’ün gerçekleştirdiği Türk inkılabının en önemli aşamalarından ve de dönüm noktalarından biri hatta en önemlisi kuşkusuz ki halifeliğin diğer bir adıyla hilafetin kaldırılması sürecidir. Halifeliğin kaldırılması iki bakımdan büyük bir önem taşımaktadır: İlk önce 13. yüzyılda fiilen ortadan kalkmış Osmanlı sultanları tarafından yapay bir biçimde canlandırılmaya çalışılmış ama hiçbir zaman Sünni Türkler dışındaki Müslümanlar üzerinde birleştirdi ve bütünleştirici bir özelliğe sahip olamamış halifelik müessesesi toplumsal yapıya yarardan çok zarar veriyordu. Bu sebepten ötürüdür ki bu gereksiz müesseseye inkılaplar zamanında ivedi bir şekilde son verilmiştir. Bir diğer taraftan halifelik müessesi Osmanlı sultanlarının halk üzerindeki kişisel gücünü ve otoritesini arttıran bir araç olmaktan başka bir işe de yaramıyordu. Millet egemenliğinde böyle bir kurumun yeri olamazdı. Hele Cumhuriyet kurulduktan sonra devlet başkanlığı da sağlam esaslara dayanmış olduğundan yetersiz bir hilafet makamının da rejimde yeri olmazdı. Diğer bir önemli nokta da halifeliğin eski teokratik düzenden yana olanların daima sığınabilecekleri, güç alacakları ve de güç verecekleri zararlı bir odak noktası yok olmasıydı.
Bütün bu anlatılanlara paralel olarak halifeliğin kaldırılmasıyla önemli bir engel ortadan kaldırılmış laik bir düzene geçişte çok büyük bir merhale kat edilmiştir.Bu merhale çok önemlidir zira Türk inkılabının temel taşlarından birisi hatta en önemlisi laikliktir.Çünkü bütün Türk inkılabı ve diğer Atatürk ilkeleri mevcut yapısının tamamıyla adeta laiklik ilkesi üzerine inşa edilmiştir diyebiliriz.
Cumhuriyetle birlikte laik bir düzene geçerken bir dinsel simge olan yalnız Sünni İslam düşüncesini temsil eden birinin devletin başında bulunması tutarsızdı.ve devleti salt Sünnilere seslenen bir yapıda gösteriyordu. Oysa laiklikte devletin temeli ve simgesi din değil, akıldır. Bu yüzden devlet mütedeyyin vatandaşların dini vecibelerini yerine getirmeye karşı değildir; ancak hiçbir dini ve mezhebi ötekine tercih etmesi de mümkün değildir. Çünkü Laik sisteme göre din bir vicdan işidir ve devlet vatandaşın vicdanına müdahale etmez fakat onun vicdanının bekçiliğini yapar. Halifeliğin kaldırılmasındaki ikinci önemli faktör budur. Toplumun sosyal dokusu içinde önemli bir yere sahip olan din mefhumu üzerinde önemli bir baskı unsuru olan hilafet müessesinin kaldırılmış olması laikliğe geçişi hızlandırmıştır. Hilafetin kaldırılmış olması bu nedenle büyük öneme sahiptir.
Kaynak: Lise ve Dengi Okullar İçin Basılmış TC İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük, MEB Komisyon.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazıya Yorum yapın ( Anonim veya Ad Url yi Seçin)