3 Ekim 2011 Pazartesi

2012 Luisa Beccaria Rengarenk Elbise Modelleri 2012

Luisa Beccaria 2011
2011 Luisa Beccaria Elbise Modelleri,
2011 Luisa Beccaria Modelleri

Luisa Beccaria












Luisa Beccaria Elbise Modelleri 2011






2012 ceket pantolon takım modası 2012 ceket pantolon takımları 2012 Bayan ceket pantolon modelleri









Bayan Şortlu Takım Modası - Bayan Şortlu Takım Moda

Bayan Şortlu Takım Modası
Bayan Şort Takımları ve Modelleri
Şortlu Bayan Takımlar





































Anne Valerie Hash 2011-2012 Sonbahar/Kış Koleksiyonu

Anne Valerie Hash 2011-2012 Sonbahar/Kış
Anne Valerie Hash 2011-2012 Sonbahar Modası
Anne Valerie Hash Sonbahar Kış Modelleri





































2012 Zeki Triko Bayan İç Çamaşırı Modelleri

Zeki Triko Bayan İç Çamaşırı Modelleri
Zeki Triko Bayan İç Çamaşırı Modası
Bayan İç Çamaşırı Zeki Triko


Zeki triko bayan iç giyim modellerinde modern tasarımlar ve göz alıcı iç giyim modelleri yer alıyor zeki trikodan sizler için bayan iç giyim modelleri









Ham maddesi ormancılığa dayanan ürünler Hakkında Yazı

Ham maddesi ormancılığa dayanan ürünler Hakkında Yazı Günlük yaşantımızda hiçde önemsemediğimiz farkına bile varamadığımız bircok ürünlerde hammaddesi orman ve ağaçlara dayalı oldugunu biliyormusunuz? En basit örneği kullandıgımız defter ve kalemlerdir.Bu sadece en basit bir örnektir.Bu örnekleri sizde çoğaltabilirsiniz.Biraz mantığınızı çalıştırın.:)

Ormanların yok edilmesi biz insanları nasıl etkiler Hakkında Yazı

Ormanlar doğal yaşamda önemli yer tutar.Ormanların özellikleri dünya üzerindeki temiz oksijen kaynagıdır. Ormanlarımızın biz insanlara faydası saymakla bitmez.Bunların en önemli olanlarından bir tanesi erezyonu önlemesidir.Tutelimi.Net Tüm bunların tam tersini düşündüğümüzde ormanlarımızn biz insanlar için ne kadar önemli oldugunun birazcıkda olsa farkına varabiliriz.

Yakın çağ hakkında bilgi - Yakın çağ hakkında bilgi Yazısı ve Özellikleri

Yakın Çağ Nedir ? (Detay) Yakın Çağ, 1789′da yapılan Fransız İhtilâli ile başlayıp günümüze kadar süren dönemdir Çağın iki önemli olayı Fransız İhtilâli ve Sanayi Devrimidir Fransa’da, Aydınlanma Çağı ve Amerikan Bağımsızlık Savaşı’nın etkisiyle ortaya çıkan özgürlükçü düşünceler, sosyal tabakalaşma ve sınıf farklılıkları Fransız İhtilâli’nin hazırlayıcısı oldu Fransız İhtilâli sonucunda; feodalizm ortadan kalktı, egemen sınıf olan soylular ve rahipler güçlerini kaybettiler; üretici sınıf haklarına kavuştu İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi yayımlanarak insan hakları konusunda önemli adımlar atıldı Yakın Çağda ortaya çıkan bilimsel ve teknik gelişmeler sonucunda kömür, petrol, buhar gibi yakıtlarla çalışan çok verimli üretim araçları kullanılmaya başlanmıştır Bu durum, üretimin artmasıyla birlikte tekelleşmenin oluşmasına yol açtı İngiltere’den tüm Avrupa’ya yayılan ve işçi sınıfının oluşmasına yol açan bu değişime Sanayi Devrimi adı verilir Sanayi Devrimi sonrasında pazar arayışına giren emperyalist devletler arasındaki ekonomik rekabet, bu devletlerin sömürgelerini korumak için silâhlanmaları ve oluşan bloklar Birinci ve İkinci Dünya savaşlarının temel nedeni olacaktır Amerika Birleşik Devletleri de özellikle Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra büyük bir endüstriyel güç olarak karşımıza çıkacak ve her geçen gün bu gücü artacaktır YAKIN ÇAĞ TARİHİ (1789 - ) Tarihi çağlar belirlenirken, tarihi etkileyen önemli olaylar göz önünde bulundurulmuştur Yakınçağ 1789 Fransız İhtilali ile başlayan ve günümüzü de içine alan dönemdir Yakınçağ hâla bitmemiştir Bu döneme damgasını vuran birçok olay, savaş, antlaşma olmuştur

Tarih öncesi devirlerin sınıflandırılmasında hangi faktör etkili olmuştur

TARİHİN TASNİFİ(SINIFLANDIRILMASI) 1)- Zamana Göre Sınıflandırma: (Örnek: Ortaçağ tarihi,15 yüzyıl tarihi gibi) 2)- Mekana(Yer) Göre sınıflandırma: (Örnek:Türkiye Tarihi,Avrupa tarihi gibi) 3)- Konuya Göre Sınıflandırma: (Örnek: Tıp Tarihi, Sanat tarihi gibi) TARİHİ NEDEN SINIFLANDIRIYORUZ? Tarihi Zamana, Mekana ve Konuya göre sınıflandırmamızın nedeni öğrenmeyi,öğretmeyi,araştırmayı kolaylaştırmakdır TARİHİN YÖNTEMİ: Tarihi olayları araştıran bir tarihçi sırasıyla aşağıdaki yöntemleri uygular 1)-KAYNAK ARAMA: Önce olayla ilgili kaynaklar aranır Kaynaklar 2'ye ayrılır: 1- Ana Kaynaklar(Birinci el kaynaklar): Olayın geçtiği döneme ait kaynaklardır 2- İkinci El Kaynaklar: Ana kaynaklardan yararlanılarak hazırlanan kaynaklardır Ayrıca kaynakları YAZILI ve YAZISIZ kaynaklar diye de ikiye ayırabiliriz: 1- Yazılı Kaynaklar: Kitabeler, fermanlar, kanunlar, mahkeme kayıtları, noterlik yazıları, gazeteler, dergiler vb 2- Yazısız(Sözlü) Kaynaklar: Evler, kaleler, tapınaklar, heykeller, silah, eşyalar, destanlar, efsaneler, fıkralar, atasözleri örf ve adetler vb 2)- VERİLERİ TASNİF, TAHLİL VE TENKİT ETME: a)- Tasnif(Sınıflandırma): Elde edilen bilgiler zamana, mekana ve konuya göre tasnif edilir b)- Tahlil(Analiz=İnceleme) : Kaynaklardan elde ettiğimiz bilgiler güvenilir mi? Karşılaştırma yapılarak bilgiler bu yönde incelenir c)- Tenkit(Eleştiri): Elde edilen bilgilerin işe yarayıp yaramadığı, hangi bilgilerin kullanılacağı belirlenir 3)- SENTEZ(BİRLEŞTİRME): Kaynaklardan elde edilen bilgiler düzenlenerek yazılması safhasıdır

Ağaçların ve Ormanların Yararları - Ağaçların ve Ormanların Yararları Hakkında Yazı

Ağaçların ve Ormanların Yararları Ağaçların önemi Ormancılıkta gerçek yatırım, ağaçlandırma ve ormanın tabii yoldan yenileme çalışmalarıdır Vaktiyle 50 milyon hektar olduğu tahmin edilen orman sahalarımız, bugün 207 milyon hektara inmiş bulunmaktadır Ancak ne yazık ki bu alanların % 52’si ağaçlandırmalarla prodüktif hale gelmeyi bekleyen bozuk orman sahası durumundadır Bu saha, bütün İsviçre ormanlarının 12 katına eşittir Bu verimsiz orman alanların ülke kalkınmasında ve hızla artan orman ürünlerine olan ihtiyaçtan dolayı ağaçlandırmalar ile prodüktif hale getirilmesi Türkiye ormancılığı ve Ülkemiz ekonomisi açısından büyük önem taşımaktadır Türkiye’de başta Karadeniz ve Akdeniz bölgelerimizin uygun kesimleri ile Batı Anadolu, ormancılık açısından oldukça yüksek bir potansiyel verime sahip bulunmaktadır Ayrıca bu yörelerde, hızlı gelişen yerli ve yabancı türler kullanılarak birim alandaki verimi artırmak mümkündür Nitekim sahil çamı ağaçlandırmalarında yapılan hasılat araştırmalarına göre; 1bonitete sahip bir hektardaki sahanın ortalama artımının 13,8 m3 yıl olduğu saptanmıştır Bu değer okaliptüste 30-32 m3’e kadar ulaşmaktadır Türkiye’de yapılan tespitler entansif (yoğun kültür metodu) yöntemlerle hızlı büyüyen türlerin yetiştirilmesine uygun sahaların 1 milyon hektara ulaşabileceğini ortaya koymuştur Sadece bu alanların ağaçlandırılması ile yılda 10 milyon m3 hasılatın alınabileceği belirlenmiştir Türkiye’de yıllık ortalama cari artımın 22,1 milyon m3 olduğu dikkate alındığında bu değerin Ülke ekonomisine yapacağı katkı daha iyi anlaşılmaktadır Ekonomik ağaçlandırma çalışmalarının yanında toprak korumaya, su dengesini sağlamaya veya rekreasyon ihtiyaçları karşılamaya yönelik çok amaçlı diğer ağaçlandırmaları da dikkate alma zorunluluğu vardır Ağaçlandırma çalışmalarının erozyonu önleyici olmasının yanı sıra meskun yerlerde rüzgar, gürültü ve toz etkilerini azaltması, büyük sanayi kentlerinde havayı temizleyerek sağlığa katkı sağlaması da birer hizmet üretimidir Türkiye’de yılda denizlere taşınan toprağın 500 milyon tondan fazla olduğu ve bunun yılda 2 Milyon dekarlık bir tarım arazisinin kaybı anlamına geldiği dikkate alınırsa sadece toprak koruma amacına yönelik ağaçlandırmaların tarım arazilerine kazandıracağı imkanların ne kadar büyük olacağı açıkça görülecektir Bu sebeple ağaçlandırmalarda sadece odun hammaddesi üretimi açısından kârlılığın kriter alınması günümüzde yetersiz kalmaktadır Ülkemizin % 86’sında; hafiften şiddetliye, aktif durumdaki mevcut erozyonun, Ülkemiz toprağının elden çıkmadan ve enerji kaynağı olan barajlarımızın siltasyonla dolmadan ağaçlandırmalar yoluyla durdurulması, büyük önem arz etmektedir Ülkemizde arazi yapısı dağlık ve oldukça da engebelidir Yüksek bölgelerde ormanlar ve meralar yer alırken taban arazilerde tarım yapılmaktadır Ağaçlandırma çalışmaları, genelde üst havzalarda yapıldığından yağmur sularının yüzeysel akışa geçmesini yani sel ve taşkınları önlemektedir Bu fonksiyonu nedeniyle ağaçlandırma çalışmaları, tarım topraklarımızın verimliliğini ve bu verimliliğin devamını emniyet altına alan bir sigorta durumundadır DÜNYADA İLK AĞAÇLANDIRMA Ağaçlandırmanın çok çeşitli tanımları vardır En kısa ve basit tanımı; insan eliyle orman oluşturmaktır Daha geniş tanımı ise; insan hayvan veya makine gücü ve bunlara monte edilmiş ekipmanlar (pulluk, riper, tarak) ile toprağın işlenerek kırıntılı bir yapıya kavuşturulması ve bu özelliklere kavuşturulan yerlere orman fidanlıklarında yetiştirilen fidanların dikim mevsiminde (sonbahar, kış, ilkbahar) dikilmesi işlemine denir Dikim işlerini takiben 5-7 yıl süre ile yapılacak bakım ve koruma işlemleri ağaçlandırma işlemlerinin devamı olarak kabul edilmektedir Ağaçlandırmaları; a Üretim amaçlı ağaçlandırmalar, b Toprak Muhafaza ve Hidrolojik amaçlı ağaçlandırmalar, c Estetik ve Rekreasyon amaçlı ağaçlandırmalar olarak gruplandırmak mümkündür Bu çok yönlü ağaçlandırma çalışmalarından birini diğerine tercih etmek mümkün değildir Hatta çevre ve kent ağaçlandırmaları günümüz koşullarında insanımız için daha da büyük önem kazanmıştır Ağaçlandırma çalışmalarının tarihi XIV yüzyılın ikinci yarısına uzanmaktadır 1368 yılında Almanya’nın Nurnberg çevresinde çıkan orman yangını neticesi yüzlerce hektar ormanın yok olduğu ve bu sahaların Çam, Ladin, Göknar ekimleriyle ağaçlandırıldığı bildirilmektedir Almanya’nın dışında İsviçre, Fransa ve Avusturya ağaçlandırmanın dünyada öncülüğünü yapmışlardır

Tuz gölü hakkında bilgi - Tuz gölü hakkında bilgiler ve Özellikleri

Tuz Gölü yüzölçümü bakımından Türkiye'nin ikinci büyük gölüdür Türkiye Cumhuriyeti, Kuzey yarımkürede, Avrupa ve Asya kıtalarının kesişme noktasında bulunan bir ülke Ülke topraklarının büyük bir bölümü Anadolu yarımadasında, kalanı ise Balkan Yarımadası'nın uzantısı olan Trakya'da bulunur Ülkenin üç yanı Akdeniz, Karadeniz ve bu iki denizi birbirine bağlayan Boğazlar ile Marmara Denizi ve Ege Denizi ile çevrilidir Komşuları Yunanistan, Bulgaristan, Gürcistan, Ermenistan, İran, Irak ve Suriye'dir İç Anadolu Bölgesi'nde İç Anadolu Bölgesi, Anadolu'nun orta kısmında yer alan Türkiye'nin yedi coğrafi bölgesinden biridir Bu konumu sebe-biyle bu bölgeye "Orta Anadolu" da denir İç Anadolu Bölgesi'nin yüz ölçümü 151000 km² olup bu alan Türkiye topraklarının %21'ini kaplar Doğu Anadolu'dan sonra ikinci büyük bölgemizdir Güneydoğu Anadolu Bölgesi dışında diğer bölgelerin hepsiyle komşudur Aynı zamanda Türkiye'de "tahıl ambarı" olarak da anımsanır Ankara, Ankara, Türkiye Cumhuriyeti'nin Başkenti, dünyanın 40 büyük şehri Nüfusu 2007 nüfus sayımına göre 4466756 kişidir Topraklarının büyük bölümü İç Anadolu Bölgesi'nin Yukarı Sakarya bölümünde yer alan Ankara ilinin merkez kenti'dir Rakımı ortalama 890 metredir Konya ve Konya Yüzölçümü bakımından Türkiye�nin en büyük ili Konya, büyük kısmı İç Anadolu bölgesinde, küçük bir kısmı Akdeniz bölgesinde olup; Orta Anadolu Yaylası üzerinde Ankara, Niğde, Aksaray, İçel, Antalya, Isparta, Afyonkarahisar, Eskişehir ve Karaman ile çevrilidir 36°22' ve 39°08' kuzey paralelleri ile 31°14' ve 34°05' doğu meridyenleri arasında yer alır Aksaray illerinin sınırının kesiştiği yerde yer alır Türkiye'nin tuz ihtiyacinin %50'sinden fazlasi bu gölden sağlanır Ayrıca Tuz Gölü Türkiye'nin en sığ gölüdür Tuz Gölü Aksaray İç Anadolu bölgesinde Tuz Gölünün doğusunda yer alan il Ankara, Nevşehir, Konya, Niğde ve Kırşehir arasında yer alır Niğde�ye bağlı bir ilçeyken, 15 Haziran 1989 tarihinde il oldu Trafik kodu 68'dir İsminin kökeni Aksaray'ın bölgeye Türkler yerleşmeden önceki ismi Archelais Garsaura idi Lut Gölü'nden sonra %32,9'luk tuz oranıyla Dünyanın en tuzlu ikinci gölü olma özelliğine de sahiptir Türkiye’nin ikinci büyük gölü Tektonik bir çöküntü sahası içinde bir çanak şeklinde olan göl Ankara, Konya, Aksaray illerinin birleştiği sınır üzerindedir Göl kuzeyde dar bir körfez şeklinde olup, güneye doğru genişlemektedir En geniş yerinde kıyılar arasındaki mesâfe 48 km, güney kuzey uzunluğu 80 km, yüzölçümü 1620 km2dir Göl denizden 905 m yükseklikte olup, derinliği çok azdır Çok yerde 60-100 cm olan derinlik en fazla iki metreye ulaşmaktadır Yağış alanı 11900 km2 olan Tuz Gölünün dışarıya doğru akıntısı yoktur ve bir kapalı havza gölüdür Yağış alanı geniş olmasına rağmen gölü besleyen dereler küçük ve yazın ekserisi kuru durumdadır Bunların Beçeneközü Deresi, İnsuyu ile Melendiz Deresi en önemlileridir Beslenmenin azlığı ve bilhassa yazın sıcak aylarındaki buharlaşmanın fazlalığından göl yazın iyice küçülür Yaz sonlarına doğru göl sahasının büyük bir kısmı kalınlığı 30 cm’ye kadar varan tuz tabakasıyla örtülü kalır 1994 de çekilmiş uydu fotoğrafında Tuz Gölü Koçhisar Gölü de denen Tuz Gölü, dünyânın çok tuzlu göllerinin başında gelir Tuzluluk nispeti bilhassa yaz aylarının sonunda binde 329’a kadar çıkar Kimyevî bileşim îtibâriyle mutfak tuzu karekterinde bir tuzluluk hâkimdir Göldeki tuz birikmesinin sebeplerinden çevrede jips ve tuz tabakalarının bulunması ve gölün tabanından tuzlu sular gelmesi gösterilebilir Gölden, Tekel İdâresi tarafından senelik ortalama 100-200 ton tuz elde edilir Tekelin tuzlaları olan Başkan, Tosun, Yavsan ve Kaldırım’dan saf kristal hâlinde iyi cins tuz üretilir Ayrıca gölün güney kıyılarında bulunan sazlıklardan çok miktarda hasırotu elde edilir Bununla İç Anadolu köy ve kasabalarının ihtiyaçları karşılanır Gölün en dar yerinde Sultan Dördüncü Murâd Han (1623-1640) zamânında 1639’da yapılmış iki kıyıyı birbirine bağlayan kaldırım şeklinde bir geçit vardır Günümüzde de bu geçitten istifâde edilmektedir

Cevap: Vergilerimizi zamanında ödemenin önemi Hakkında Konu

Vergilerimizi zamanında ödemenin önemi hükümet; maliye bakanlığı önerisi ile önündeki yıl için bütçe yapar gelirler - giderler tahmini hesaplanır gelirler içinde en önemli pay; toplanacak vergidir toplanacak vergide, tahsilat % 100 veya % 100'e yakın olursa; hükümet önünü görür, giderleri ona göre rahatça yapar tahsilatta yani vaktinde ödenmeyen vergiler çoğalınca, zam kaçınılmaz olur toplayamadığı verginin yerine başka alternatif gelir arar vergiyi zamanında ödemeyenlere zati, "sacayak yakalama" pususu kuruluyor resmi dairelerde ve bankalarda hiç bi işi yürümez her yerde, verginii öde gel derler