14 Aralık 2010 Salı

Kızılay Kim Tarafından Kuruldu - Kızılayın Kuruluş Tarihi - Kızılayı Kim Kurdu

Kızılay bir yardım kuruluşudur Savaşta ve barışta halkın karagün dostudur Savaşta yaralananlara, ölenlerin ailelerine yardıma koşar Yaraları sarar Her türlü yardımı yapar Barışta yangın, sel, deprem felaketlerine uğrayanlara sıcak yardım elini uzatır Fakirlere, düşkünlere, kimsesizlere yardım eder Onlara yiyecek, giyecek, içecek, yakacak, çadır ve para yardımı yapar
Kızılay‘ın, halka yaptığı yardımlar, yine halkın bu kuruluşa yaptığı yardımlardan, bağışlardan oluşur Durumu iyi olan her vatandaş, Kızılay’a yardım etmeli, bağışta bulunmalıdır Hepimiz Kızılay‘a yardım edelim Kızılay pulu alalım Kurban Bayramında kestiğimiz kurban derisini bu kuruluşa bağışlayalım Kızılay’a yaptığımız yardım fakire, fukaraya, felakete uğrayanlara yapılmış sayılır Biz de bir gün felakete uğrarsak, bizim de yardımımıza koşar
29 Ekim - 4 Kasım tarihleri arası Kızılay Haftası olarak kutlanır Okullarda, radyo ve televizyonlarda, gazete ve dergilerde Kızılay’ın faydaları, amaçları anlatılır Kızılay’la ilgili sergiler açılır Çalışmalar halka gösterilir
Kızılay’ın merkezi Ankara’dadır Türkiye’nin her il ve ilçesinde şubesi vardır Okullarda Kızılay Kolu kurulur ve çalışır Öğrencilerin üye olduğu bu kol, Kızılay’a pul satarak yardım toplarKIZILAY’IN GÖREVLERİ VE ÇALIŞMALARI




1Doğa olaylarında zarar görenlere çadır, battaniye, giysi ve yiyecek yardımları yapar Bunun için önceden bu maddeleri depo eder
2Yoksul, kimsesiz ve düşkünler için aşevleri açar
3Sağlık merkezleri kurar Kurduğu kan bankası ile halkın yaptığı kan bağışlarını kabul eder, gereksinme duyanlara bu kanları verir
4Hemşire yetiştirmek için okullar açar
5Savaşta geçici sağlık merkezleri kurar
6Gezici hastaneler kurar

Tekerleği Kim İcat Etti Tekerleği Kim Buldu- Tekerleğin Bulunuşu Kaç Yılında

Tekerleği Kim İcat Etti Tekerleği Kim Buldu- Tekerleğin Bulunuşu Kaç Yılında

Tekerlegin bulunuşunda, Amerikalı arkeolog Speiser, Gawra’da, M.Ö. 3.000–2.500 yıllara ait tekerlek kalıntılarına rastlamış; İngiliz meslektaşı Woolley ise Ur’da, M.Ö. 2.950 yıllarından kalma bir mezardan tekerlek çıkarmıştır. Ne gibi bir ihtiyacın bu icada yol açtığı kesinlikle bilinmemektedir. General Frugier’nin ilginç bir varsayımına göre, Yontma Taş Çağı’ndan başlayarak insan, avladığı hayvanı, kaya parçaları gibi bazı şeyleri taşıma ihtiyacını duymuştur. Bu soruna çare ararken, kesilmiş bir ağacın yuvarlandığını, böylece taşımayı kolaylaştırdığını fark eden insanlar yüklerini iki ağaç kütüğünün üzerine koymayı akıl etmişleridir. İngiliz tarihçisi Maccurdy’ye göre; tekerleğin atası, tomar denilen silindir biçiminde durulmuş kağıt ya da deridir. Bu gelişmeyi kazılar da doğrulamaktadır. Yapılan kazılarda Sümer ülkelerinde, M.Ö. 3.000′den kalma kızaklar ve arabalar çıkartılmıştır. Tekerleğin icadını hiç şüphesiz araba izlemiştir. Bir çift tekerleği dingille birleştirmek ve buna demirsiz bir saban oturtmak işten bile değildir. Gerçekten de, M.Ö. 3.000 yıllarının Sümer kalıntılarında rastlanan arabalar böyledir. Sürücüsü, iki tekerleğin arasına konmuş bir eyere, ata biner gibi otururdu. Bu taslak çabuk gelişerek dört tekerlekli bir araç oldu; fakat henüz ön tekerlekler sabitti.


Daha sonraları arabayı kayışlarla atlara bağladılar. M.Ö. 2.000 yılında Mezopotamya’da görülen bu araba, giderek Sami ırkından Hiksosların akınıyla Mısır’a girince, Firavun’un ordusunda, 1917′de ilk müttefik tanklarının Alman askerleri üzerinde yarattığı paniğe benzer bir korku yarattı. Mısırlılar hayvan gücü olarak henüz öküz ve eşekten yararlanıyorlardı. Ancak tecrübeden çabuk ders almayı bildiler. İstilâcıları ülkeden atar atmaz bu yeni savaş aracını kullanmaya başladılar. Öyle ki, Mısır tarihinin en parlak dönemi olan Yeni İmparatorluk’tan kalan belgeler, Firavun’u gelecek kuşaklara savaş arabasının üstünde, bir eliyle dizginleri tutar, ötekiyle de düşmanı yere serer biçimde gösterebilmiştir.Bunu izleyen on yüzyıl boyunca, araba, savaş alanlarında fetih aracı olarak hizmet etti. Asurlular, M.Ö. 1.000 yıllarında bir sürücünün kullandığı, iki savaşçıyı çeken çift at koşulmuş arabaları sayesinde dünyaya egemen oldular. Asur’un ünlü kralları Surgon ve Assurbanipal birçok şehirleri, güçlü savaş makineleri halini alan arabalarıyla kuşattılar. Bu arabaların, tekerlekleri üzerine oturtulmuş ağır koçbaşlarıyla şehir kapılarına saldırdılar; savaşçılar kalkanlarının arkasına saklanarak kale duvarlarının üstüne yürüdüler. Daha çok savaş döneminde yararlanılan tekerlek, sonraki yıllarda neredeyse tüm taşıma araçlarında kullanılmıştır
meteoman ne demek?

Giriş.Türkiye.gov.tr E devlet Sisteme Giriş Sayfası

Giriş.Türkiye.gov.tr E devlet Sisteme Giriş Sayfası

E devlet paneline giriş için tıklayın
meteoman