27 Şubat 2011 Pazar

Necmettin Erbakan Refah Partisi dönemi 19 TEMMUZ 1983 -16 OCAK 1998


RP İLE İLGİLİ BİR TESBİT

REFAH DÖNEMİ
(19 TEMMUZ 1983 -16 OCAK 1998)
(BÎR TESBİT)
"Refah Partisi'nin Batıda anlaşıldığı anlamda fundamentalist bir parti olarak nitelenmesi bir teşhis noksanlığı sayılmaktadır. Nitekim RP'nin stratejistleri kendilerini diğer islam ülkelerindeki İslami hareketlerden ayırmaya özen göstermektedir.." (120)
Konrad Adenauer Vakfı

REFAH PARTİSİ'NİN KURULMASI

Kuruluşundan itibaren Türk siyasi yaşamında 14 yıl faaliyet gösteren Refah Partisi, 19 Temmuz 1983'te kuruldu. İlk Genel Başkanı Avukat Ali Türkmen idi. Ancak ilk kurucular listesinde veto edilince, MKYK toplantısında yapılan seçimde Genel Başkanlığa Ahmet Tekdal getirildi.
Refah Partisi, kuruluşunu takiben bütün yurt genelinde teşkilatlanmaya başladı. 6 Kasım'da yapılan Milletvekili Genel Seçimlerine katılabilmek için 24 Ağustos 1983'e kadar, yasaların öngördüğü sayıdaki il ve Üçlerde teşkilat kurma barajı aşıldı. Ancak malum sebeplerden ötürü Refah Partisi 6 Kasım seçimlerine sokulmadı.
Bu seçim, 12 Eylül ihtilalinden sonra yapılacak olan ilk seçim idi. Dolayısıyla bu seçimlere Calp, Sunalp ve Özal'ın kurdukları partilerin katılmalarına müsaade edildi. Konsey Başkanı Kenan Evren asker kökenli Sunalp Paşa'nın partisine oy verilmesi hususunda imada bulunduğu için halk buna tepki göstererek Turgut Özal'ın ANAP'ını tek başına iktidar yaptı.
6 Kasım 1983 seçimlerine giremeyen Refah Partisi, 25 Mart 1984'de yapılan mahalli idareler seçimine katılma imkanı buldu. Bu seçimde Refah Partisi Şanlıurfa, Van illeri ile 5 ilçenin belediye başkanlığını kazandı.
Bu tarihte, yurt sathında 64 il ve 59 ilçede teşkilatlanmasını tamamlayan Refah Partisi, 30 Haziran 1985'de ilk olağan büyük kongresini yaptı.
Refah Partisi'nde bu gelişmeler yaşanırken Milli Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan siyasi yasaklı idi.

ERBAKAN ÜÇÜNCÜ KEZ GENEL BAŞKAN OLUYOR19 Temmuz 1983'te kurulan Refah Partisi 11 Ekim 1987 tarihine kadar Avukat Ahmet Tekdal'ın Genel Başkanlığında siyasi faaliyetlerine devam etti. Erbakan diğer siyasi parti liderleri Süleyman Demirel, Bülent Ecevit, Alparslan Türkeş (merhum) gibi siyasi yasaklı olduğu için Milli Görüş çizgisinde kurulmuş olan Refah Partisi'nin başına geçme olanağı yoktu.
Rahmetli Turgut Özal'ın başbakanlığı döneminde bu yasaklı liderlerin durumu sürekli olarak gündeme getiriliyor ve eleştiri konusu yapılıyordu. Bunun üzerine Özal Hükümeti bir karar alarak konuyla ilgili bir referandum yapılmasını istedi. Nitekim 1987'de yapılan referandumda Süleyman Demirel, Bülent Ecevit, Alparslan Türkeş ve Necmettin Erbakan'ın siyasi yasakları kaldırıldı. Bunun üzerine Hüsamettin Cindoruk'un Genel Başkanlığını yaptığı Doğru Yol Partisi'nin Genel Başkanlığına Süleyman Demirel getirildi. Erbakan ise 11 Ekim 1987'de yapılan RP 2. Genel Kongresinde oy çokluğuyla Refah Partisi Genel Başkanlığına seçildi.
Ankara Atatürk Kapalı Spor Salonunda yapılan kongrede salonu hınca hınç dolduran ve yedi yıldır liderlerine hasret kalmış olan Milli Görüş Mensupları
"Mücahid Erbakan, Erbakan Başbakan" sloganlarıyla tezahürat yaparak özlem gideriyorlardı. Milli Görüş lideri Erbakan ise siyasi özgürlüğüne kavuşmuş olmanın mutluluğuyla davasına hizmet etme şeref ve bahtiyarlığını salondaki taraftarlarıyla paylaşıyordu.
Erbakan'ın Refah Partisi'nin başına geçmesini istemeyen çevreler, yeni seçim yasakları çıkartarak il ve % 10'luk ülke barajları engeline başvurdular.
Bu sebeple 1987 milletvekili genel seçimlerine giren Refah Partisi, yüzde 7,2 oy aldığı için ülke barajını aşamadığından Meclis'e giremedi.
Fakat O partinin başında olduğu müddetçe, meclise girmenin yolunu bulacaktı.

YEDİ YIL ARADAN SONRA
Saniyeler, dakikalar, saatler, günler, haftalar, aylar, mevsimler ve yıllar bir birini kovaladı. Çok şey gibi isimler de değişmişti, ama O'nun azmi, gayreti, davası ve hedefi değişmedi. Çünkü O'nun inancına göre, iki kere iki yüz yıl önce dört ederdi, yüz yıl sonra da dört eder.
HASAN HÜSEYİN CEYLAN ERBAKAN İÇİN NE DİYOR
(Ankara, 1997)
"Sayın Erbakan'ın yanında büyümüş bir insanım. Gerçekten de, o bir fikir ortaya attığı zaman yanındakiler bile ilk önce "Bu olur mu?" derler, ama Erbakan, "bu olur mu?" denilen konuların nasıl olacağını uyguladığı politika ve gerçekleştirdikleriyle hep ortaya koymuştur." (121)
Hasan Hüseyin Ceylan Ankara Eski Milletvekili

» ERBAKAN BARAJ ENGELİNİ AŞMAYI BAŞARIYOR 1987 milletvekili genel seçimlerinde baraja takıldığı için Meclis'e giremeyen Erbakan, partisinin 3. Büyük Kongresini 7 Ekim 1990'da yaptıktan sonra büyük bir gayret ve çalışmayla 1991 seçimlerine hazırlandı. Tabandan gelen yoğun istek doğrultusunda Milliyetçi Çalışma Partisi (MÇP) ve Islahatçı Demokrasi Partisi (IDP) ile ittifak yaparak 1991 milletvekili genel seçimlerine girdi.
» ERBAKAN MESUT YILMAZ'LA HÜKÜMET KURMAK İSTİYOR Refah Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Necmettin Erbakan, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirci'den ikinci kez hükümet kurma görevini aldıktan sonra yani hükümet kurmak için, hiç zaman kaybetmeden siyasi partilerin liderleriyle görüşmeye başladı. "Erbakan, ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz ile yaptığı görüşmeler ilk başlarda sonuç verir gibi oldu ve RP-ANAP koalisyonunun çok yakında kurulacağı ilan edildi.
» VE ERBAKAN BAŞBAKAN Türkiye Cumhuriyeti 54. hükümeti Başbakanı Prof. Dr. Necmettin Erbakan Refahyol iktidarıyla Türkiye'nin önünü açan Prof. Dr. Necmettin Erbakan, geniş vizyonu ve hizmet aşkıyla bu milletin refaha ermesi için gece-gündüz çalışmış ve bir yıllık Başbakanlığında toplumun her kesimini % 50'lik maaş zammıyla memnun etmişti.
» ERBAKAN VE PARTİSİ İLE İLGİLİ YAYGARALAR BAŞLIYOR Refah; inanca karşı uygulanan baskılar, gelir dağılımındaki adaletsizlik, yolsuzluk, rüşvet ve terör gibi temel problemlerin kabarttığı öfke birikimini arkasına alarak 24 Aralık seçimlerinde Türkiye'nin birinci partisi olmuştu. Seçimlerden en büyük parti olarak Refah Partisi'nin çıkması, diğer siyasi partiler ve azınlıkta olan bir takım çevreler üzerinde adeta "şok" etkisi yaptı. Siyasi teamül ve demokratik yönetim gereği, hükümeti kurma görevinin, seçimden birinci parti olarak çıkan Refah Partisi'ne verilmesi gerekirken, bu konu bile siyasi yaygara ve tartışma konusu yapıldı ve RP'siz hükümet arayışları gündeme getirildi. Neticede, sadece üç ay sürebilen ANAYOL azınlık hükümeti kuruldu.
» BAŞÖRTÜSÜ İLE İLGİLİ ATATÜRK NE DİYOR? "Dinimizin tavsiye ettiği tesettür, hem hayata, hem fazilete uygundur." (137) "Eğer kadınlarımız Şeriat'ın tavsiye ve dinin emrettiği bir kıyafetle, faziletin icap ettiği tavr-u hareketle içimizde bulunur, milletin ilim, sanat içtimai hareketlerine iştirak ederse, bu hali, emin olun, milletin en muteassıbları dahi takdir eder... Bilakis, o halin aleyhinde söylenecek sözlere karşı belki onun müteşebbislerinden daha fazla müdafii olur.''(138) M. Kemal Atatürk
» İRTİCA İLE İLGİLİ MİLLİ ŞAİRİMİZ NE DİYOR? Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum? Kesilir belki, Fakat çekilmeye gelmez boynum. Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim, Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim Adam aldırma da geç git, diyemem aldırırım. Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu...
» BU YAYGARALAR NÎÇİN YAPILDI? Erbakan başkanlığında kurulan Refahyol Hükümet döneminde yapılan bunca yaygaralar elbette boşuna ve sebepsiz yapılmadı. Ayrıca bu yaygaralar sadece bir kısım medya tarafından da yapılmadı. Bunun yamsıra başka çevrelerden de yaygara yapanlar oldu. Hangi çevrelerce yapılırsa yapılsın yaygara yaygaradır. Önemli olan yapılan bu yaygaraların sebepleridir. işte Erbakan dönemindeki yapılan yaygaraların sebepleri:
» REFAHYOL HÜKÜMETİNİ YIKIN EMRİNİ KİM VERİYOR? "REFAHYOL 'U YIKIN " EMRİ WEIZMAN'DAN MI, FRANSIZ LOCASINDAN MI? "... Geçen yıl Habitat (1996) dolayısıyıla Türkiye'ye gelen İsrail Cumhurbaşkanı Ezer Weizman'in o günlerde, RP için söylediği (İslamiyeti de yeren) düşmanca sözler beni düşündürmüştür. Onun Sayın Demirel'i ve Türk ordusunu, RP'ye resmen husumet, kötülük yapmaya kışkırtan sözler de, devlet adamı ağzına hiç yakışmamıştır; halkımızı da çok rahatsız etmişti. Daha endişeli olan nokta ise:
» BATI ÇALIŞMA GRUBU NEDiR? (5 Mayıs 2997 İsth. 34293, 97/lKK.Ş.) "l- Batı Çalışma Grubu faaliyetlerine yönelik olarak, ilgi ile gönderilmesi istenen bilgi ve raporlara ilave olarak aşağıda belirtilen bilgilerin de değerlenmesi ihtiyacı doğmuştur, a) Tüm demekler, vakıflar, meslek kuruluşları, işçi ve işveren sendikaları ve konfederasyonları, b) Yüksek öğrenim kurumları (Fakülte, yüksekokul ve enstitüleri, c) Yurtlar (Kredi ve Yurtlar Kurumuna bağlı kurum ve kuruluşlarına bağlı özel yurtlar), d) Üst düzey yöneticiler (vali, kaymakam, büyükşehir belediye başkanları, belediye başkanları, müdür, daire başkanları) na ait biyografiler, anıları, siyasi görüşleri, e) İl genel meclisi ve belediye meclisi üyeleri, f) Siyasi parti il ve ilçe teşkilatları yönetim kurulları, g) Yerel tv, radyo, gazete, dergi ve diğer basın yayın kuruluşları
» ERBAKAN BAŞBAKANLIK GÖREVİNDEN İSTİFA EDİYOR 14 Şubat, 28 Şubat, 21 Mayıs derken, yaygaralar olayları körükledi, olaylar yaygaralara sebebiyet verdi. Ve arkasından dayatmalar, baskılar, zorbalıklar olduğu iddiası sözkonusu oldu, Ama öyle ama böyle ülke geneline yayılmaya çalışılan gerginliği, hoş olmayan gidişatı fark eden Başbakan Erbakan, ülkesi ve milletinin geleceği için Başbakanlık görevinden istifa etmeye karar verdi.
» REFAH PARTİSİ DE KAPATILIYOR Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş'ın PR'nin kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesi'nde açtığı dava, 7 ay 25 gün 53 saat süren karar oturumlarının ardından Anayasa Mahkemesi, RP'yi, "Laik Cumhuriyet karşıtı ...leri tespit edildiği" gerekçesiyle kapattı. Karar 2'ye karşı 9 oy ile alındı, üyelerden Haşim Kılıç ve Sacit Adalı karşı oy kulandı. Başkan Ahmet Necdet Sözer ile üyeler Yalçın Acergun, Ali Hüner, Güven Dinçer, Selçuk Tuzun, Lütfi F. Turcel, Samia Akbulut, Mustafa Burmin ve Fulya Kantarcıoğlu ise, RP'nin kapatılması için "Evet" oyu kulandılar.
» RP'NİN KAPATILMASI ÎLE İLGİLİ VAHİM HATALAR RP'nin kapatılması ile ilgili karardaki vahim hukuk hataları şu şekilde sıralanıyor. 1- Bu davada, hiçbir eyleme odak olmadığı halde Refah Partisi tüzel kişiliği yargılanmıştır. 2- Suç ve ceza şahsidir. Halbuki tüzel kişiliği yargılanmış fakat gerçek kişilere de ceza verilmiştir. 3- Gerçek kişilere, tabii hakim önünde yargılama yapılmadan ceza verilmiştir. 4- Gerçek kişilere savunmaları alınmadan ceza verilmiştir. 5- Hiç kimsenin suçu subut bulmamıştır. 6- Bu davada sorumsuzluk hiçe sayılmıştır. 7- Bu davada dokunulmazlık hiçe sayılmıştır..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazıya Yorum yapın ( Anonim veya Ad Url yi Seçin)