Güncel,Haber,Dizi,Fragman,Resim,Magazin,Sağlık,Müzik gibi Konuların Paylaşıldıgı Web Günlüğüdür.
11 Mart 2012 Pazar
Abbasiler döneminde türklerin rolleri nelerdir?
Abbasiler döneminde türklerin rolleri nelerdir?
Abbasiler döneminde türklerin rolleri nelerdir? Abbasiler döneminde türklerin rolleri
Abbâsîler ile birlikte İslâm devletinin iç ve dış politikasında önemli değişiklikler olmuştu Her şeyden önce Emevî hânedanının takip etmekte olduğu politika terk edilmiş ve onun yerini Müslüman olan herkese eşit haklar tanınması almıştır İhtilâlin yükünü omuzlarında taşıyan Arap olmayan unsur, devletin yüksek makamlarını ele geçirmiştir
Başta ilk defa Abbâsîler ile ortaya çıkan vezirlik makamı olmak üzere sivil ve askerî kadrolarda İranlılar söz sahibi olmuşlardı Bunlar arasında az sayıda olsa bile Türklerin de bulunduğu muhakkaktır Nitekim İhtilâlin birlik kumandanlarından Muhammed b Sûl, Merv’de Abbâsîler lehine propaganda yapan Tarhûn b el-Zâi ve Ebû Müslim’in güvenilir adamlarından Tarhûn el-Cemmâl, Abbâsî idâresinde temayüz eden ilk Türklerdir
Türklerin, devlet içindeki sayı ve nüfûzları gittikçe artıyordu Kaynaklar, Halife Ebû Ca’fer el-Mansûr’un Türkleri askerî birlikleri arasına alan ilk halife olduğunu belirtirler Halife Hârun el-Reşid’in muhafız birliğinin tamamen Türklerden meydana geldiği bilinmektedir Diğer taraftan Hârun el-Reşid zamanında yeniden tanzim ve tahkim edilen Bizans hududuna yerleştirilen gönüllüler arasında Türklerin de bulunduğu, hattâ bazı şehirlerde tahkim vazifesinin Ebu Süleym Ferec el-Hâdim el-Türkî’ye verildiği görülmektedir Hârun el-Reşid’in ölümünden (809) sonra oğulları el-Emin ile el-Me’mun arasındaki hilâfet mücadelesi ve bu mücadeleyi takip eden yıllardaki gelişmeler el-Me’mun’u devlet kadrolarında büyük bir değişiklik yapmaya mecbur etti
ABBASİLER DÖNEMİNDE TÜRKLER
Abbasiler döneminde türklerin rolleri nelerdir? Abbasiler döneminde türklerin rolleri
Abbasiler döneminde Türklerle Araplar arasında sağlanan dostluk ticari ilişkilerin gelişmesi ve tüccarların arkasından onları, dervişlerin ve sufilerin takip etmesi Türkler arasında İslâmiyet'in gelişmesine büyük katkılar sağlamıştır
Abbasiler döneminde Türkler arasında İslâmiyet'in yayılmasını ve Türklerin Abbasiler zamanında kitleler halinde İslâmlaşmasını naklettikten sonra, bu dönemde Türkler arasında Alevî-Şiî inançların nasıl yayıldığı konusunu incelemeye çalışacağız
Abbasiler döneminde Türklerle Araplar arasında başlayan dostane ilişkiler ve Talas savaşı sonrasında gelişen müsait ortam, Şiî-Alevî daîlerin Türkistan'a ulaşmasına ve Alevî-Şiî inançların bu bölgelerde yayılmasına hız kazandırmıştır
Abbasiler, bütün faaliyetlerinde ve Alevî-Şiî isyanlarda kendilerini hep Ehl-i Beyt'in hadimi olarak göstermişler ve bundan da Ali evladları anlaşılmıştır Abbasoğullarının hilafete geçmeleri ile, Alevî daîler de bu durumu izah etmede zorlanmışlardırBöylece Emeviler zamanında Ehl-i Beyt adına yürütülen isyanlar ve akıtılan kanlar bir fayda vermemiş, Ali evladlarının hilafetten mahrum kalması, gönüllerde kapanmaz yaralar açmıştır Ehl-i Beyt adına yürütülen bütün faaliyetlerde Türkler de önemli görevler almışlardır
Abbâsîler ile birlikte İslâm devletinin iç ve dış politikasında önemli değişiklikler olmuştu Her şeyden önce Emevî hânedanının takip etmekte olduğu politika terk edilmiş ve onun yerini Müslüman olan herkese eşit haklar tanınması almıştır İhtilâlin yükünü omuzlarında taşıyan Arap olmayan unsur, devletin yüksek makamlarını ele geçirmiştir
Başta ilk defa Abbâsîler ile ortaya çıkan vezirlik makamı olmak üzere sivil ve askerî kadrolarda İranlılar söz sahibi olmuşlardıBunlar arasında az sayıda olsa bile Türklerin de bulunduğu muhakkaktır Nitekim İhtilâlin birlik kumandanlarından Muhammed b Sûl, Merv’de Abbâsîler lehine propaganda yapan Tarhûn b el-Zâi ve Ebû Müslim’in güvenilir adamlarından Tarhûn el-Cemmâl, Abbâsî idâresinde temayüz eden ilk Türklerdir
Türklerin, devlet içindeki sayı ve nüfûzları gittikçe artıyordu Kaynaklar, Halife Ebû Ca’fer el-Mansûr’un Türkleri askerî birlikleri arasına alan ilk halife olduğunu belirtirler Halife Hârun el-Reşid’in muhafız birliğinin tamamen Türklerden meydana geldiği bilinmektedir Diğer taraftan Hârun el-Reşid zamanında yeniden tanzim ve tahkim edilen Bizans hududuna yerleştirilen gönüllüler arasında Türklerin de bulunduğu, hattâ bazı şehirlerde tahkim vazifesinin Ebu Süleym Ferec el-Hâdim el-Türkî’ye verildiği görülmektedir Hârun el-Reşid’in ölümünden (809) sonra oğulları el-Emin ile el-Me’mun arasındaki hilâfet mücadelesi ve bu mücadeleyi takip eden yıllardaki gelişmeler el-Me’mun’u devlet kadrolarında büyük bir değişiklik yapmaya mecbur etti