2011 Survivor Ne zaman Başlayacak Yeni Sezon

2011 Survivor Ne zaman Başlayacak

Ekranın dahi çocuğu, yeni yarışmaları, özel hayatını anlattı.

Yetenek Sizsiniz’de büyük final 19 Mart’ta. Bir hafta sonra da sürpriz isimlerle Karayipler’de ‘Survivor’a başlıyor. “Yeni Popstar olacak” dediği ‘The Voice’ eylülde ekranlarda olacak. Tempoyu düşürmeden bir de acunn.com’la internet dünyasına dalıyor. Bütün bu koşuşturmanın içinde Acun Ilıcalı, Defne Joy Foster’ı kaybetmenin şokunu atlatabilmiş değil. Foster’ın ölümü hakkında konuşurken hüzünleniyor. Çocuklarından bahsettiğinde ise duyduğu heyecan gözlerine yansıyor. Neden bu kadar sevildiği sorusunun yanıtı ise insana verdiği güven, pozitif enerji ve samimiyetinde saklı. Acun Ilıcalı’yla yoğun temposu arasında Levent’teki ofisinde konuştuk.

* Gördüğümüz kadarıyla çok sıkıntılı günler geçirdiniz? ‘Yok Böyle Dans’ta üzücü bir final izledik. Şimdi nasılsınız?
Yani benim için de birçok zorluğu içinde barındıran bir sene oldu. Fakat hayatım boyunca çok zorluklar yaşamış biriyim. Sadece uzun zamandır başıma bir şey gelmiyordu. ‘Yok Böyle Dans’ bizim için çok değerli bir projeydi. Gönül büyük bir coşkuyla bitmesini isterdi. Fakat Allah’ın takdiri, bize böyle bir acı yaşattı. Defne’ye olan sempatimi herkes bildiği için ne kadar üzüldüğümü tahmin etti insanlar.

* Ölüm haberini ne zaman aldınız?
Ölüm haberini sabah uyandığımda aldım. Toplam 26 tane mesaj vardı telefonda. Bunun tek bir anlamı var. Ya çok yakınımdan biri vefat etti ya da çok yakınımdan birinin başına bir şey geldi. Ondan sonra 10 saniye durdum. Tabii telefonu açacağım, mesaja bakacağım, bakmaya korktum. Uyku sersemiyim zaten. Bastığım anda Defne Joy Foster’ı gördüm. Zaten “Ya kaza” dedim ya bir şey oldu. Sonra biraz daha açınca mesajı zaten gördüm yani. Sabah gözümü açtığım anda haberi aldım.

* “Şaka olabilir mi?” diye düşündünüz mü?
Düşünmesi bile ürkütücü. Fakat benim sıra dışı bir hayatım var biliyorsun. Çok yakınlarımı kaybetmiş bir insanım. Ben ölümün bir son olmadığını düşünüyorum. O yüzden hani korkunç üzülmeme rağmen kendi kendime iki telkinim vardır. Birincisi “Biz ölmeyecek miyiz?” diye düşünüyorum. Aynı sonu biz de yaşayacağız.

* Ölümden korkmuyorsunuz?
Korkmuyorum diye bir iddiada bulunmayayım. Ama ölümün bir son olmadığını düşünüyorum o yüzden hani açıkçası kendi kendime annemle babamla da ilgili o telkini yaptım onlar öldüğü zaman. Sonuçta hani ben ölmeyecek olsam onlar ölmüş olduğu için aşırı derecede üzüleyim ama hepimizin sonunun aynı olduğunu düşünüyorum. Defne maalesef bu sona çabuk ulaştı.

* Yeni bir format aldınız mı?
‘The Voice’ isimli bir format aldım. Hollanda’da reyting rekoru kırmış bir reality show. Eylülde başlıyor. Bu kez jüri de yarışıyor. Yarışmacıları jüri seçiyor ve bir takım oluşturuyor. Kimin yarışmacısı birinci olursa o kazanmış oluyor. Jüri sahneye ters oturuyor, ters oturup yeteneğin sesini duyduğu zaman ancak sesini beğenirse düğmeye basıp koltuğu döndürüp yetenekle göz göze gelebiliyor. Ve bu şekilde ancak takımını alabiliyor. Adı da o yüzden ‘The Voice’.

* Reyting kaygınız var mı?
Çok ciddi derecede tutacağını düşünüyorum. Yeni pop star olacak.

* Gelelim Show TV ile olan durumunuza. Yazıldı, çizildi. Show TV Acun’un alacaklarını ödeyemediği için bünyesindeki bir kanalı ona teklif etti diye. Doğru mu?
Öyle bir anlaşma yok. Çok ciddi bir alacağım var evet. Fakat her zaman bana borçlarını öderler. Hayatımda hiçbir alacağım için hiç kimseyi taciz etmiş bir insan değilim.

* Bir gün bu noktaya geleceğinizi hiç hayal etmiş miydiniz?
Hayal etmemiştim. Hayal etseydim bence gelemezdim zaten. Yani ben buraya gelmeyi kafama koysaydım inan bu noktaya gelemezdim. Çünkü bu noktaya gelmek için o zaman yanlışlar yapardım.

* Kendinize rakip gördüğünüz bir isim var mı? Ya da “Evet şunu kıskanıyorum” dediğiniz?
Hiç kimseyi kıskanmam. Öyle bir duygum yok. Fakat yani iyi olmasını istediğim dostlar var. Cem Yılmaz’ın her zaman iyi olmasını isterim. Çünkü Türkiye için çok önemli bir değer. Onun dışında Hülya Avşar benim için her zaman özeldir. Rıdvan Dilmen de yine ünlülerden kendime çok yakın gördüğüm isimlerden biri. Fakat böyle durumlarda benim aramın iyi olduğu çok insan var. Mesela Kıvanç’la (Tatlıtuğ) hafta da en az 2-3 kere görüşürüz.

* Genç yaşta bu kadar insanla yakın dostluğu nasıl kurdunuz?
Bazen insanlar şöyle düşünüyor. “Acun’un zekası bende de var. Ben de o noktalarda olabilirdim. Acun niye bu noktada?” Benim başarımın hiçbir tarafında sadece zeka ön planda değil başarımın sırrı insan ilişkilerinden geçer. Kimseyi arkadan vurmam. Bir şekilde arkadaşlarıma hep destek olurum. Ama bu destek içten bir destektir. Bunların bana bir gün geri döneceğini hep biliyordum zaten. Bunu muhabirken de biliyordum. O dönemde Hülya Avşar’ı hiçbir zaman satmadım. O dönemlerde yaptığımız röportajlarda belki yayınlamadığım da birçok şey oldu. Ama bugün baktığım zaman Hülya bir dediğimi iki etmez. Hep ektim. Ne ekersen onu biçersin derler ya. İlişkiler konusunda hep ektim hayatım boyunca. Şimdi de biçme zamanı.

* Yakın dostlarınız kimler?
Emre Belözoğlu, Gökhan Şükür vardır. Ali Abi’den (Taran) çok yararlanıyoruz. Hülya’yla zaten iş dışında da devamlı görüşüyoruz. Onun dışında Esat benim çocukluk arkadaşım. Okan Buruk’u yine çok severim. Rıdvan Abi’yle (Dilmen) bol bol görüşürüz. Şansal Abi (Büyüka) zaten akrabam gibi.

* Çocuklarınızı ne sıklıkla görüyorsunuz?
Bugün ofisteydiler. Beraber ‘Yetenek Sizsiniz’ kasetini seyrettik. Şimdi evdeki kedi ölmüş, büyük olan daha doğrusu Leyla “Kedi kaçmış” diyor, belli ona söylememişler. Ufaklık nereden duyduysa ondan üç yaş daha küçük düşün üç yaşında, Yasemin arkadan bağırıyor: “Kedi öldü baba” diye. O gerçeği görmüş.

* Büyük kızınız Banu’yla ilgili haberler çıktı iş dünyasına giriyor diye. Bunu nasıl karşılıyorsunuz?
Biz niye yaşıyoruz? Valla çocuklarım için yaşıyorum ben. Sonuçta mal varlığımı mezara götürecek halim yok. Bütün mal varlığım onların. Onların mutlu bir hayat sürmeleri için bir şekilde bana göre iş hayatını da yaşamaları lazım. Büyük kızım Banu Koç Üniversitesi işletme bölümünde okuyor. İdealleri arasında televizyonculuk var. Medya var. Dijital medyada ciddi derece de yararlanmayı düşünüyorum ondan. buraya

* Çok vaktinizin olmadığını biliyoruz ama görmediğimiz, bilmediğimiz Acun ne yer, ne içer? Neleri sever?
Bilmediğiniz Acun kalmadı. Zaten 24 saat kameralarla yaşıyorum ben. Şimdi sağ olsun magazinci arkadaşlar kebapçıya girsem beş kamera dışarıda beni bekliyor.

* Özel hayatım kalmadı diyorsunuz?
Özel hayat değil. Ö harfi kalmadı. Geçen halı sahada maç yapıyoruz yine kameralar indi en son dedim ki magazinci arkadaşlara “Takım kurun da bir maç yapalım.” Bunlar bir hırslanmışlar. Bütün magazinciler halı sahada gece yarısı buluştuk. Ya bir baktım bunlar ısınma hareketleri falan yapıyorlar. “Siz niye ısınıyorsunuz?” dedim. “Abi yeneceğiz seni” diyorlar. “Siz kimsiniz?” dedim ya bizi yeneceksiniz. Bir de halı sahada iyi kötü namımız var bir şey var. Acun Medya’dan bir takım yaptım. Sana şöyle söyleyeyim. Maç kaç 7-3 mü 8-3 mü ne bitti. Ya 70 dakikada üç gol attılar. En komiği ne biliyor musun?” Bir daha maç yapar mısın?” diyorlar bana. Bizim her dakika hoşlandığımız haberler çıkmıyor. Bunun farkında olan biriyim. Ama o çıkan haberlerde magazinci top oynayan arkadaşlarımın bir suçu olmadığını da biliyorum. Gazetedeki sistemi çok iyi bildiğim için benim onlarla her zaman aram iyidir. Ne zaman isterlerse ders vermeye yine hazırım Acun futbol okulu yeteneksiz gazetecileri mutlaka bekliyor. Bunu da biraz hayır işi gibi görüyorum. Gazetecilere futbol öğretiyoruz.

*‘Yetenek Sizsiniz’de büyük final ne zaman olacak?
Büyük final 19 Mart Cumartesi. Canlı olacak. Bu hafta yarı finallerimiz başladı.

*‘Survivor’da şaşırtıcı bir isim var mı?
Sadece şöyle söyleyeyim. Türkiye’yi ekran başına kilitleyecek bir ‘Survivor’ takımı kurdum. 26 Mart’ta ‘Survivor’a başlayacağız canlı, real time yani. Pascal var, Derya Büyükuncu var. Çok enteresan sürpriz birkaç isim var. Bu kez altı ünlü, altı ünsüze karşı olacak.

*Acun’un kaçış noktaları var mıdır?
Kapasitemin çok üzerinde işin yükünü almış durumdayım. Yarı baygın geziyorum bazı günler. Öğleden sonraları mutlaka bir yerlerde sızıyorum, uyuyorum. İnsanlar bana gelip de sempati ve sıcaklık gösterdiği zaman psikolojik olarak terapi oluyorum. (Mine Aydın / Milliyet)